Ana içeriğe atla

Kayıtlar

                                                      09 Tem 2019 
En son yayınlar

Terlikler Kafayı Vurmuş

Terlikler Kafayı Vurmuş Hide and Seek, Çap 50, akrilik, 2020, Sema Yayla  Kapalı bir gökyüzüne uyuduk, göğü yıldırımlar selamlarken yanmış bir ağaç dalının damarları gibi darmadağın duruyoruz ortalık yerde. Çok yorgunuz,   yorgunluğumuz havanın ışıl ışıl mor kümeleri mi yoksa yeryüzünde dans eden yolcuları mı bilemiyoruz. Ağır ağır damarlarımızdan oksijen hatları ilerlerken,   dansçıların ağır aksak ritimleri hızlanır hızlanmaz sağanağa yakalanıyoruz. Eriyen bonibonlar gibi renklerimiz birbirine karışarak, kahverengiye boyanıyoruz.   Hani renkli mısırlar yapmak için, tavaya attığımız bonibonlar var ya, işte tam da bunlar, onlar. İlk başta, hepsi ebemkuşağı gibi renklerini bırakır tavaya ve yavaş yavaş birbirine karışarak yekvücut olur. Devamında mısıra yapışır, acı bir ağda tadında. Sonra o mısırlar mide yerine iş görmez damgası ile çöpe, yani kimsenin istenmeyeni olarak karanlığa atılır. Peki, karanlık nasıldır desem size, hangi şekil tariflersiniz?  Belki biraz ısla

Bu Yazı Noter Huzurunda Onaylanmamış Bir Vasiyettir

                      Bu Yazı Noter Huzurunda Onaylanmamış Bir Vasiyettir   Alev topundan fırlayan et parçaları ile sıvadılar güneşi.Güneşsiz kalmış şehrin neresinde vurulacağım, bombalanacağım belli değil.    O gün geldiğinde , eğer bedenim bulunursa kara bir çukura atın beni. Yani öldüğüm o gün, tüm sokaklara  eşarplar bağlayın , sokaklarda  yaşamın ölüme karıştığı günleri anlatın. Şiirler okuyun, biranızı yudumlayın ve dans edin.Yan masadakilerle ağıtlar yakın... Doğan her çocuğa isim yerine rakam verin ve unutmayın beni !  Bu yazı noter huzurunda onaylanmamış bir vasiyettir, fakat hangi köşe başında ne zaman vurulacağım ve bombalanacağım belli değil. Affedin ölümün kol gezdiği sokaklardan yazıyorum size... Artık bir gerçek varsa o da , insanca yaşamın inşasını yapanları tek tek yok etmenin planlarını bu kepaze hayatta pratiğe geçirdikleridir !  Ya inatla yaşamı değiştireceğiz Barış'ı büyüteceğiz, birbirimizi sımsıkı kucaklayacağız, seveceğiz, kalbimizi sabunla yıkanm

Şeftali Bayramı

    Siyah Pelerinliler'in atları sürdüğü zamanlardı. Şafak sökmekte ve vapurlar iskeleye kelepçelenirken , biz pamuk şekerleri yüzümüze sürüyorduk. Sokaklar geceden kalma mide bulantılarına eşlik ediyordu. Betonların arasında büyüyen şeftali ağacına sarılıyorduk umutla. Kadife giysisinin altına sakladığı yumuşak, ekşi ile tatlıyı içinde barındıran şeftaliyi okşuyorduk parmak uçlarımızla...  Su şişelerini küllük olarak kullandığımız zamanlardı. Bir bitişin ardına sıraladığımız doğumları konuşuyorduk, pervasızca.  Bir gece kahve çekirdeğinden çıkan atlara binip gidiyorduk. Arkamızda Siyah Pelerinliler... Mahzenlere gizleniyorduk .  Mahzenler , kaosun gizlendiği gizli geçitlerdi.Bir kaç tanıdık yüze sarılıyorduk heyecanla. Heyecanımız dalından düşmeye korkan şeftali naifliğindeydi.  Bir gece mahzende şeftali doğruyordum çocuklara. Bir gümbürtü ile dağıldık etrafa. Tanıdık yüzlerin kaybolduğu, Siyah Pelerinliler'in at sürdüğü zamanlarda, koşuşan çocuklardık...  Sonra Rialto kö

PANAYIR SAATİ

                                                                                                                                 Panayır Saati      Gök maviye yakın , kızıldan bozma bir yavruağzı ile aydınlatıyor içimizi. İçimiz ölümler dehlizinden geçerken mücadele dolu bir acıyla yüklü. Bilinmeyenin kıyısında incelikle taşıdığımız kalbimiz orta yerinden çatlamakta. Çatlaktan sızan ''hü'' sesleri hücum ediyor sabaha. Gök asıldığı yerden kaçmaya hazırlanıyor.  Tersleşmiş başparmaklarıyla kendini Tanrı ilan eden Simülakrlar'ın  cehennemine meydan okuyor Uranos. Dur ihtarına uymuyor Uranos.  Tersleşmiş başparmaklarıyla kavradıkları silahlardan nizami bir ses yankılanıyor. Takıdı tak tak tak, takıdı tak tak , ta tak, taak tak !  Uranos rüzgarı alıyor göğsüne , dağlar boyunca koynunda saklıyor nizami seslerin içine sinmiş ''hü''leri .   Bir yankının içine siniyor tak taklar , rüzgarı hapsediyorlar dağların eteklerine. Dağlar dorukların

Yüzün Ruhsal Anatomisi

 1.Hikaye Yüzün Ruhsal Anatomisi Kafasında siyah köfur şapkasıyla,kareli açık mavi gömleği ve gömleğinin üzerinde siyah süveteriyle kombinlediği siyah pantolununun cebine sakladığı elleri ile merdivenin üçüncü basamağında durdu . Bir an iri açık kahve gözleriyle karşılaştım,göz bebeği neredeyse tüm irisini kapatacak kadar büyük ve simsiyahtı. Yüzü bir depremin habercisi olan  fay kırıkları ile doluydu. Fay kırıklarının arasından dereler,deltalar ve ormanlar fışkırıyordu.Everesti kıskandıracak kadar heybetli burnu, fay kırıklarının arasından yüzünü ikiye bölecekmiş gibi yukarıya doğru  girintili çıkıntılı yükseliyor , yükseldiği yerden alçalıyor ve biraz daha hafif bir eğimle oluşan iki büyük delikle karşılaşıyordum. Delikler kendi başına birer volkan gibiydiler  , her birinden etrafa saçılan lav ve tüfler insanı irkiyor ve insanı olduğu yerden kımıldatmamaya ikna ediyordu.   Kımıldamadan eğimden aşağıya emin adımlarla ilerlemeye başladım . Simsiyah bir lekeye doğru ilerlediğimi fa

Basınç Dalgaları'na Karşı , Çağdaş Sanat

                                                                                 Basınç Dalgaları'na Karşı , Çağdaş Sanat                                                                                                                        Sema YAYLA        Her yeni dönem kendisini yaratır ve bu yaratı içerisinde sanat , toplumsal değişimle birlikte kendi konumunu   belirler.  Bir dönemin açılıp diğerinin kapanması kuşkusuz o toplumda kültürel bir değişimle başlar. Ve her kültürel ortam, kendi sanatını yaratır; iyi-kötü, doğru-yanlış,ulusal-evrensel.Sanatı bu sosyo kültürel ortamdan soyutlayarak düşünmek söz konusu bile olamaz.Bu nedenle bir sanat eserini,disiplinler arası geçişi hangi eleştiri yöntemiyle irdelemek istersek isteyelim, önce onun yaratıldığı ortamı ele almamız gerekir. Bu bağlamda  18.yüzyıl'da üretilen sanat eserlerinin, 20. yüzyıl'da eleştirilmeye başlanması ve  ürettikleri sanat eseriyle bunu nasıl biçimsel bir temsile dönüştürdüğüne bakaca